Ne tür müzik dinlersin?

Bugünlerde pop pop takılıyorum. Buna pop mu deniyor ondan da emin değilim. Belki r&b de olabilir. Herşey birbirine girmiş zaten. Akon, Lilly Allen ve benzeri tayfa diyim anlayın. Bunların nedeni hep Lady Gaga ve youtube'da izlediğim fan videoları. Allahım ben böyle şeyler dinlemezdim ki hiç. Şimdi açtım bi radyo, arada dayanamayacağım şarkılar çıkıyor, onların dışında gayet güzel dinliyorum. Eğleniyorum baya baya :). Sonra kendi mp3lerimden açıp dinlemeye başladığımda ise vay beee işte bu diyorum. Arada kaldım. Geçici bi dönemden mi geçiyorum acaba :p. Yoksa bu müzik olayı ruh haliyle mi ilintili? Dinlediğimiz müzik ruh haline göre yavaş veya hareketli, neşeli olarak değişir tabii ama bilmem ki. Bazı insanlar biliyorum, pop dinlemezüüük dediler mi dinlemiyorlar mesela. Demek benim içimde varmış bi Britney Spears. Haydiii 1-2-3 not only you and meee...

Rüya literatürüme katılan yepisyeni bir ünlü var

Dün gece yine böyle karmaşık kurmuşuk ( karışık kuruşuk?) rüyalar gördüm. Önce yüreğime iniyodu az kalsın. Hatta indi, gözlerimdeki yaşlar sel oldu aktı. Benim Zuzum ölmüştü. Off düşündükçe ben gidicek gibi oluyorum öbür tarafa. Neyse efendim rüyanın bir yerinde artık bu gerçeği(!) kabul ettikten sonra kafamdan türlü düşünceler geçiyor. Bu Zuzunun bir de böyle hiç hoş olmayan bi şekilde ayrıldığı birisi var. Biz ona hayvan demiyoruz mesela. Hayvanlara hakaret olur diyerekten. Herneyse... Rüyadayken artık matemin yerini başka başka duyguların almaya başladığı ilk safhalarda bu şahsın ağzına etmeyi filan düşünüyorum ben. Nasıl oluyorsa bu rüyadan alakasız olarak bi anda annem ve kardeşimle bi yerlere gitmeye çalışıyoruz. Metrobüse binecekmişiz ama canım annem jeton yerine 5 lirayı sokmaya çalışıyo o turnikelerde filan. Ben anne napıyosun dur, para zayi olacak diye feryat figan ediyorum. Dinlemiyor beni. Bu sıralarda bakıyorum kalabalığın arasından Erol Büyükburç geliyor. Vay anasını sayın seyirciler, o da nerden çıktı ki? Hiç bir fikrim yok. Hani Esat Kıratlıoğlu diye bi amcamız vardı. Tansu Çiller'in yanından ayrılmazdı. Heh işte o amca gibi saçlarını yandan alıp kafasının üstüne tararmış meğersem bizim Erol'umuz Büyükburç'umuz. Ben ise o yandaki saçları upuzuuun yanlara doğru dökülmüş, tepesi de kel olarak görüyorum kendisini. Valla ondan da biraz korktum açıkçası. Gerçekte görsem o zaman da korkarım. Kızgın bi amca gibi geliyor bana. Neyse...
Bu rüyamızı da Allah Zuzuya uzun ömürler versin, Erol Büyükburç'u da saçsız bırakmasın diye yorumlayarak sonlandırıyoruz.

Noldu şimdi?

Hani çok istediğiniz birşeyi deli gibi bekler bekler beklersiniz. Sonra o beklediğiniz şey olur. Ama sonuçta hiçbirşey sizin istediğiniz gibi gitmez. Elde var sıfır. İşte o durumdayım tam şu vakit. Eee, ne oldu ki şimdi?

Aşık Oluyorum, Eyvah!

Off yaa ben aşık mı oluyorum ne halt ediyorum bilemedim. Ne saçma sapan bi insanım anlamadım ki. İnsan iki görür muhabbet eder filan dimi?! Anca o zaman. Hadi aşık oldun bari yaşa... O da yok. Benimkiler hep platonik. Şansıma ediyim.

Günün şarkısı

Charlie Mars'tan geliyor: Listen to the Dark Side
Hatta klibinde de Mary Louise Parker oynuyor.

(İyi ki tavsiye etmiş LL bu şarkıyı. Pek bi güzel, defalarca dinlenesi).


Şimdi bir yolculuk zamanıdır

Çok fazla şeye ilgi duyuyorum. Hepsini görebilmek, öğrenebilmek mümkün değil. Bir tanesi de tam olamıyor bu yüzden. Sevmiyorum bu durumu. Hiçbirşeyi tam başaramamış gibi hissediyorum kendimi.
Dengesizim. Anlık olarak gayet iyiyim. Sonra bir başka an kendimi çok kötü hissediyorum. 5 dakika önce yaptğım bir şeyden 5 dakika sonra pişman oluyorum. Hastayım. Yoksa sadece henüz kendimi mi bulamadım? Eee bu yaşa kadar?
Bugünlerde bir yolculuğa ihtiyacım var sanki. Yolların kenarlarında ağaçlar, yeni yerler, tanımadığın insanlar, dolayısıyla seni tanımayan insanlar... Bir de beni seven birine ihtiyacım var tabii. Ona herkesin her an ihtiyacı var da... Neyse... Bilmiyorum nereye kadar.

About this blog

I remember one morning getting up at dawn, there was such a sense of possibility. You know, that feeling? And I remember thinking to myself: So, this is the beginning of happiness. This is where it starts. And of course there will always be more. It never occurred to me it wasn't the beginning. It was happiness. It was the moment. Right then.